Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, dezenformasyonun demokrasi için ciddi bir tehlike olduğunu vurguladı. AK Parti Genel Merkezinde düzenlenen "Siyasal İletişim ve Dezenformasyonla Mücadele" programına katılan Altun, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada önemli tespitlerde bulundu.

Dezenformasyonun Tehdit Boyutu

Altun, dezenformasyonun sadece yalanlardan ibaret olmadığını, toplumsal güveni, huzuru ve demokrasiyi hedef alan sistematik bir tehdit olduğunu belirtti. Gerçekleri çarpıtan her bilginin, milletin iradesine yönelik bir saldırı olduğunu ifade eden Altun, bu tehdit karşısında doğruyu savunmanın ve dezenformasyonla mücadele etmenin önemini vurguladı. Bu tür manipülasyonların, kamuoyunu yanıltarak karar alma süreçlerini etkilediğini ve toplumsal ayrışmalara yol açabileceğini de ekledi. Toplumsal barışın sağlanması ve demokratik süreçlerin sağlıklı işlemesi için dezenformasyonla mücadele edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Bu mücadelede herkesin sorumluluk alması gerektiğini, kamuoyunun doğru bilgileri ayırt edebilmesi için bilinçlendirilmesi gerektiğini dile getirdi. Bilgi kirliliğinin önüne geçmek adına yapılan çalışmaları desteklediklerini ifade ederek, bu konuda daha fazla işbirliğine açık olduklarını belirtti.

Mücadelenin Önemi

Program kapsamında, dezenformasyonun tespiti ve önlenmesi konularında çeşitli sunumlar ve tartışmalar yapıldı. Katılımcılar, sosyal medyanın dezenformasyon yayılımındaki rolü ve bu olumsuz durumun etkisini azaltmak için neler yapılabileceği üzerinde durdular. Etkinliğin, dezenformasyonla mücadele konusunda farkındalık yaratması ve stratejilerin geliştirilmesine katkı sağlaması amaçlandı. Altun, programın hazırlanmasında emeği geçen herkese teşekkür etti.

Doğru Bilginin Gücü

Altun, toplumun doğru bilgiye ulaşmasının ve eleştirel düşünme becerilerinin geliştirilmesinin dezenformasyonla mücadelede büyük önem taşıdığını söyledi. Bu bağlamda, medya okuryazarlığı eğitimlerinin yaygınlaştırılması ve güvenilir bilgi kaynaklarına erişimin kolaylaştırılması gerektiğini vurguladı. Bu tür girişimlerin, kamuoyunun manipülasyonlara karşı direncini artıracağını ve daha sağlıklı bir bilgi ekosisteminin oluşturulmasına katkıda bulunacağını belirtti.